7 Ağustos 2012 Salı

Yanardağlar Ve Yanardağ Oluşumu Videosu

                   
http://i.milliyet.com.tr/GaleriHaber/2009/07/21/fft20_mf322182.Jpeg
Yanardağlar, yeraltındaki ergimiş kayaların, kaya parçacıklarının ve gazların yerkabuğundaki açıklıklardan püskürdüğü oluşumlardır. Art arda olan püskürmeler sonucunda maddelerin üst üste yığılmasıyla ortaya çıkan yükseltiler de aynı biçimde adlandırılır. Yüzeye çıkan ergimiş durumdaki maddeler zamanla katılaşarak volkanik kayaları oluşturur. Depremler gibi yanardağların da çoğu levha sınırlarına yakın yerlerde bulunur. Öte yandan, nasıl ki levha sınırlarına uzak yerlerde zaman zaman deprem oluyorsa, bazı yanardağlar da levhaların iç bölümlerinde bulunur.
Magma
Magma, ergimiş durumdaki değişik mineraller ve bazı mineral kristallerden oluşan lapa benzeri, yoğun bir sıvıdır. Kıvamı, su ve buz kristalleri içeren yarı erimiş durumdaki kar gibidir. Magmada ayrıca su ve sıvı haldeki gazlar bulunur. Bilim adamları, magmanın büyük çoğunluğunun astenosferde bulunmakla birlikte bir bölümünün de alt mantonun bazı bölgelerinden geldiğini düşünüyorlar.
Yanardağ püskürmeleri
Magmanın yerkabuğundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağ püskürmesi adı verilir. Bir yanardağ, magmanın ilk kez yeryüzüne çıkmasıyla oluşur. Yanardağ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiği sürece püskürmeler devam eder. İki püskürme arasında onlarca, yüzlerce hatta binlerce yıl geçebilir.
Astenosferdeki magma, ancak yeterince büyük bir ‘kabarcık’ oluşturacak biçimde biriktiği zaman litosfere doğru yükselir. Magmanın yükselmesine yol açan süreç, bozuk bir musluktan suyun damlamasına benzer. Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağırlığa ulaşması ile gerçekleşir. Magma da yeraltında yeterli ölçüde biriktiğinde ve yoğunluğu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğunda yukarı doğru çıkmaya başlar. Çoğu yanardağın altında magmanın biriktiği bir magma odası vardır. Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma lav adını alır.

Volkanik adalar
Bir yanardağ, deniz tabakasındaki bir yayılma sırtında, dalma-batma bölgesinde ya da sıcak noktada oluştuğunda, su yüzeyini aşacak yüksekliğe erişmesi durumunda tepesi bir ada oluşturur.
Yanardağlar, deniz dibinde püskürdüklerinde, üzerlerindeki suyun basıncı magmanın patlayarak çıkmasını engeller. Lavın soğuk suyla temas etmesiyle yüzeyi katılaşır ve bir kabuk oluşur. Ancak içi, uzun bir süre sıvı durumunu ve sıcaklığını korur. Lav, zamanla tümüyle katılaşarak yastık lavları adı verilen balona benzer kütleler oluşturur. Çok sayıda püskürme sonucunda oluşan katılaşmış yastık lav katmanları, sualtı yanardağlarının yamaçlarını oluşturur. Bu tür bir yanardağın yüksekliği denizin yüzeyine çok yaklaştığı zaman, su basıncının etkisi hemen tümüyle ortadan kalkar ve volkanik gazlar patlamalarla açığa çıkar. Yine aynı biçimde, deniz dibindeki basıncın suyun kaynamasını engellemesine karşılık, yüzeye yaklaştıkça basınç azaldığından, yanardağdan çıkan kızgın lavlar deniz suyunun kaynamasına ve büyük buhar bulutlarının gökyüzüne yükselmesine neden olur.
Yanardağın üst bölümünün deniz yüzeyi üstünde kalacak yüksekliğe erişmesi durumunda volkanik bir ada oluşmaya başlar. Birbirini izleyen püskürmeler sonucunda yanardağ ağzının çevresinde biriken lav ve kül yığınları adanın giderek büyümesine yol açar.
Etkin, Uyuyan ve Sönmüş YanardağlarYanardağbilimciler, yanardağları sınıflandırırken, en son ne zaman püskürdüklerini ve tekrar püskürme olasılıkları bulunup bulunmadığını göz önünde bulundururlar. Etkin, uyuyan ve sönmüş ifadeleri çok uzun yıllar boyunca yanardağların tanımlanmasında kullanıldı. Ancak yanardağbilimciler, son yıllarda etkin ve sönmüş ifadelerinin anlamlarını yeniden tanımladılar.Son 10.000 yıl içerisinde patlamış olan yanardağlar Etkin; herhangi bir etkinlik göstermemesine karşılık günün birinde yeniden püskürme olasılığı olan yanardağlar Uyuyan; son 10.000 yıl içerisinde hiçbir etkinlik göstermemiş olan yanardağlar Sönmüş yanardağ olarak adlandırılmaktadır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder